YARGITAY KARARI – Adli Belge İnceleme

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi tarafından verilen 25.05.2015 tarih, 2015/3777 Esas, 2015/14117 Sayılı Kararında;

Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, borçluya örnek (10) numaralı ödeme emrinin tebliği üzerine, borçlunun İİK.’nun 168/4. maddesinde öngörülen (5) günlük yasal sürede icra mahkemesine başvurarak imzaya itiraz ettiği anlaşılmıştır.

Mahkemece yaptırılan inceleme sonucunda, grafoloji ve sahtecilik uzmanı bilirkişi …. tarafından düzenlenen 23.09.2013 tarihli raporda, bonodaki keşideci imzasının borçlu …’nin eli ürünü olduğu bildirilmiştir. Aynı bono ve itiraza konu imzaya ilişkin olarak…..’nce düzenlenen 09.01.2014 tarihli raporda ise, bonodaki keşideci imzasının borçlu …’nin eli ürünü olmadığı bildirilmiştir. ….nun imza incelemesinde son merci olarak kabulü mümkün bulunmayıp, raporun anılan kurumdan alınmış ve heyetçe düzenlenmiş olması, yerleşik… içtihatlarına göre ona üstünlük sağlamayacağından salt bu nedenle anılan rapor esas alınarak sonuca gidilemez.

O halde mahkemece, raporlar arasında çelişki oluştuğundan ilk iki raporu düzenleyen bilirkişi ve kurumların dışında, yeniden ve ehil bilirkişilerden oluşacak bir kuruldan rapor alınmak suretiyle çelişkinin giderilmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

Özetle;

İstinaf mahkemesi, kararında şu gerekçeleri ileri sürmüştür:

Grafoloji ve sahtecilik uzmanı bilirkişilerin raporları arasında çelişki bulunmaktadır.

…kurumu, imza incelemesinde son merci olarak kabul edilemez. Raporların çelişkisinin giderilmesi için, ilk iki raporu düzenleyen bilirkişi ve kurumların dışında, yeniden ve ehil bilirkişilerden oluşacak bir kuruldan rapor alınması gerekmektedir.

İmzaya itiraz, kambiyo senetlerinde takip dayanağı belgedeki imzanın borçluya ait olmadığının ileri sürülmesidir. İmzaya itiraz, icra takibini durdurur. İcra mahkemesi, imzaya itirazın kabulüne veya reddine karar verirken, bilirkişi raporuna dayanabilir. Ancak, bilirkişi raporları arasında çelişki bulunması halinde, mahkemece yeniden bilirkişi incelemesi yapılması gerekir. Bu olayda, mahkemece ilk raporda verilen görüş doğrultusunda, imzaya itirazın reddine karar verilmiştir. Ancak, aynı bono ve itiraza konu imzaya ilişkin olarak başka bir bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, bonodaki keşideci imzasının borçlunun eli ürünü olmadığı bildirilmiştir. Bu durumda, bilirkişi raporları arasında çelişki bulunmaktadır. İstinaf mahkemesi, ilk raporda verilen görüşe itibar etmenin yeterli olmadığına, raporlar arasında çelişki bulunduğundan yeniden bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğine karar vermiştir. İstinaf mahkemesinin bu kararı yerindedir. Yeniden yapılacak bilirkişi incelemesinde, her iki rapor da dikkate alınarak, imzanın borçluya ait olup olmadığı konusunda kesin bir sonuca varılmalıdır.

Similar Posts