imza inceleme, senette bilirkişi raporu, grafolojik inceleme,

YARGITAY KARARI – ADLİ BELGE İNCELEME

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi tarafından verilen 25.11.2014 tarih, 2014/20932 Esas ve 2014/28278 Sayılı Kararında özetle;

 

Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, borçluya örnek 10 numaralı ödeme emrinin tebliği üzerine adı geçen vekilinin İİK. nun 168/4.maddesinde öngörülen yasal 5 günlük sürede icra mahkemesine başvurarak, imzaya itiraz ettiği anlaşılmaktadır.

Mahkemece yaptırılan inceleme sonucunda bilirkişi S.. A… tarafından sunulan 19.06.2012 tarihli raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığı yönündeki bozma ilamından sonra mahkemenin bozmaya uyduğu, aynı senetle ilgili Bursa 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/1363 esas sayılı dosyasından alınan 25.03.2014 tarihli Adli Tıp raporunda bonodaki imzanın borçlu A.. K..’ın eli ürünü olmadığının belirtildiği, bu raporun hükme esas alınarak karar verildiği, temyiz dilekçesi ekinde ibraz edilen Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Jandarma Kriminal Laboratuvarından alınan 10.07.2012 tarihli raporda bonodaki imzanın borçlu A.. K..’ın eli ürünü olduğu sonucuna varıldığı belirtilmiştir.

Adli Tıp Kurumu Grafoloji bölümünün, imza incelemesinde son mercii olarak kabulü mümkün bulunmadığından, bu rapora üstünlük tanınarak sonuca gidilemez.

O halde mahkemece iki rapor arasındaki çelişkinin giderilmesi için yeniden bilirkişiden rapor alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir denildiği,

Sonuç olarak; Bonoya dayalı icra takibine imzaya itiraz eden borçlunun, iki farklı raporla çelişen imza incelemeleri sonucunda, mahkemenin Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesi raporunu esas alarak itirazını reddetmesi hatalıdır. Mahkeme, imza incelemesinde son mercii olan Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesi bölümünün raporuyla Jandarma Kriminal Laboratuvarı raporu arasındaki çelişkinin giderilmesi için yeni bir bilirkişi görevlendirmesi yapılarak gelecek sonucu göre karar verilmesi gerektiği bu nedenle kararın yerinde olmadığı gerekçesiyle bozma kararı verildiği görülmektedir.

Similar Posts