YARGITAY KARARI – ADLİ BELGE İNCELEME
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi tarafından verilen 03.05.2016 tarih, 2015/18362 Esas ve 2016/8134 Sayılı Kararında;
Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine kredi kartı alacağı için icra takibi yaptığını, müvekkilinin kimlik bilgileri çalınarak üzerine başka resim yapıştırılmak suretiyle işlemler yapıldığını, müvekkilinin kredi sözleşmesini imzalamadığını belirterek müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, kredi kartı müracaatı sırasında sunulan kimlik sureti dikkate alınarak müvekkili bankanın üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirdiğini, gerekli araştırmaların yapılarak sözleşmesinin imzalandığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, kredi kartı sözleşmesindeki imzanın davacıya ait olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı kredi kartı sözleşmesindeki imzanın kendisine ait olmadığını belirterek, menfi tespit isteminde bulunmuştur. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda kredi kartı sözleşmesinin sureti üzerinden inceleme yapıldığı ve mukayese imzaların da sözleşme tarihinden sonra olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece davacının sözleşme tanzim tarihinden önceki ve sonraki döneme ait resmi kurumlar huzurunda atılmış imza asılları getirtilip huzurda imza örnekleri de alınıp grafoloji konusunda uzman bilirkişiden sözleşme aslı üzerindeki imzaların davacıya ait olup olmadığı konusunda rapor alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Bu yönde bir inceleme yapılmadan yetersiz bilirkişi raporuna dayalı karar verilmesi doğru olmamış mahkeme kararının bozulması gerekmiştir denildiği,
Özetle; davacı, kredi kartı sözleşmesindeki imzanın kendisine ait olmadığını iddia ederek, menfi tespit davası açtığı, Mahkemece, kredi kartı sözleşmesinin suretine dayanarak bilirkişi raporu aldırtıldığı, ancak bilirkişi raporunda, sözleşme tarihinden sonraki imzalarla karşılaştırma yapıldığının görüldüğü, bu nedenle mahkemece, davacının sözleşme tarihinden önce ve sonra resmi kurumlarda attığı imza asıllarını isteyip, mahkemede de imza örnekleri almalı ve adli belge inceleme – grafoloji uzmanı bir bilirkişiden sözleşme aslındaki imzanın davacıya ait olup olmadığına ilişkin rapor talep etmeli ve rapor sonucuna göre hüküm vermeliyken, yetersiz bilirkişi raporuna dayanarak karar verdiği için hatalı davranıldığı gerekçe gösterilmek suretiyle bozma kararı verildiği görülmüştür.